Bu Blogda Ara

27 Eylül 2010 Pazartesi

Optik Ağlarda İletişim Teknolojileri ve Dayanıklılık

İçinde bulunduğumuz bilgi çağının bir gereği olarak artık bilgiye olan ilgi ve gereksinim artmıştır. İnsanlar artık yüksek kapasitede ve hızlı veri paylaşımına her zamankinden daha da fazla ihtiyaç duymaktadır. Kullanılan video uygulamaları, HDTV (High Definition Digital Television), IPTV (Internet Protocol Television) gibi uygulamalar ile çoğulortam (multimedia) uygulamaları bu band genişliği ihtiyacını doğuran sistemlerdir. Bu ve benzeri uygulamaların gelişimi arttıkça veri trafiği de artmakta, bunun sonucu olarak yüksek band genişliği sağlayan sistemler için bir arayışa girilmektedir.

Artan bu hız ve kapasite ihtiyacına bir çözüm olarak günümüzde en çok üzerinde durulan teknoloji ise optik transmisyon sistemleridir. Çünkü görünüşe göre xDSL teknolojisi gibi altyapısı bakır kablo olan eski sistemler artık bir süre sonra ihtiyaçları karşılamada son derece yetersiz kalacaktır. Gerek kullanılan elemanların bakım ve kullanım maliyetinin çok daha makul olması gerekse yüksek hızlarda fazla verinin taşınabilmesine imkan vermesi sebebiyle, optik ağlar oldukça uygun bir çözüm olarak görülmektedir. Optik ağlar, yüksek hızda ve uzun mesafeli veri taşıması sebebiyle mevcut sistemlere göre hem çok ucuz hem de çok daha güvenli bir sistemdir.

90’lı yıllardan itibaren çokça üzerinde durulan ve hala en popüler teknoloji olarak geliştirilen optik sistemler teknik açıdan oldukça gelişmiş özelliklere sahiptir. Günümüzde artık tüm dünyanın uzun mesafedeki ses ve veri trafiğinin %80’ den de fazla kısmı optik fiber kablolar üzerinden taşınmaktadır. Verinin çok daha uzun mesafelere güçlendirilmesine gerek kalmadan gönderilmesi, daha düşük teknoloji maliyetleri, verinin istenmeyen kişilerin eline geçmesini önleme konusundaki yüksek güvenliği, yüksek band genişliği ihtiyacına yüksek veri taşıma kapasitesi ile cevap vermesi bu sistemin kullanışlı özelliklerindendir. Transmisyon teknolojilerindeki ve optik ağ yönetim ve kontrolündeki gelişmelerle birlikte optik ağlar uygulama alanında hızla büyümüştür. Bu büyüme sırasında en önemli noktalardan biri de optik ağ mimarisi olmuştur. Oluşturulacak optik ağ mimarisinin ihtiyaçları karşılaması, düşük maliyetli olması ve gelecekte yapılacak çalışmalara uyum gösterebilmesi gerekir. Bunun yapılabilmesi için optik ağ sisteminin altyapısının iyi tasarlanmış olması ve ağın kendi kendini yönetebilmesi için akıllı optik ağ sisteminin geliştirilmiş olması gerekir.

Ağın altyapısının sağlam olması ve kendi kendini yönetebilir olması ise ağın dayanıklılığının en önemli unsurudur. Ağdaki bir hat üzerinden veriler iletilirken, hatta oluşacak bir hata veri kaybına sebep olmamalıdır. Verilerin iletilmekte olduğu hat, mili saniyeler mertebesindeki çok kısa bir zaman dilimi içerisinde başka güvenli bir yola sevk edilmelidir. Bu sevk edilen hat, ağ üzerinde zaten kullanımda olan paylaşımlı bir yedek yol olabileceği gibi, sadece hatta bir kopma olması durumunda kullanılmak üzere tayin edilmiş atamalı bir yedek hat da olabilir. Atamalı bit yedek hattın sağlanması, daha güvenli ve daha uygun bir çözüm gibi görünse de sistem bünyesindeki kapasitenin bir bölümünün ne zaman oluşacağı belli olmayan bir sorun için ayrılması kaynakların kullanımı açısından verimli değildir. Bu açıdan bakınca hattaki sorun giderilene kadar, veri trafiğinin zaten kullanımdaki ve bağımsız bir hatta aktarılması da bir çözüm olarak görülmektedir. Bu çözüm paylaşımlı yol korunumu (shared path protection) olarak adlandırılır.

90’ lı yılların sonundan itibaren telekom sektöründe genel olarak görülen hızlı gelişmeye ek olarak, optik haberleşme kendi içerisinde hızlı bir gelişim süreci geçirmektedir. Optik teknolojilerin geniş bir şekilde incelenmesi, bu konudaki mevcut teknolojilerin neler olduğunun öğrenilmesi ve bir mühendis olarak bilgi toplumunun ihtiyaç duyduğu mertebedeki yüksek band genişliklerini karşılayabilecek güvenilir çözümlere ulaştıracak bilgi altyapısınının oluşturulması gerekmektedir.Yüksek kapasite ihtiyacını karşılamada bir çözüm olarak optik haberleşmede kullanılan ve Dalgaboyu Bölmeli Çoğullama (Wavelength Division Multiplexing) olarak adlandırılan WDM teknolojisi kapasitenin etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan ve en yaygın kullanılan çoğullama yöntemidir.Oluşturulan sistemin ise dayanıklı olması gerekir. Dayanıklılık altyapının sürekliliğini ve güvenilirliğini ifade eder.

Dayanıklılık konusu daha optik ağın tasarlanması aşamasında düşünülmesi gereken önemli bir konudur; çünkü veriler hızlı bir şekilde ağ üzerinde transfer edilirken hatta herhangi bir kopma olması verilerin kaybolmasına sebep olabilir. Ağda yüksek kapasitede verinin transfer ediliyor olması nedeniyle en ufak bir kesinti çok yüksek miktarlarda veri kaybına sebep olabilecek niteliktedir. Bu durumun engellenmesi için hattın iyi tasarlanması ve herhangi bir kesinti halinde sistemin kendi karar mekanizmasını en kısa zamanda devreye sokabilmesi gerekmektedir.

Verilerin gönderildiği hat üzerinde bir hata oluşursa hemen alternatif uygun bir hat seçilerek en kısa sürede verilerin güvenli bir şekilde aktarımına devam edilmelidir. Buradaki uygunluk, sözü edilen hat çökse dahi hazır şekilde bekleyen ve aynı anda düşmüş olma ihtimali son derece az olan hattın mantıklı bir şekilde seçilmiş olmasını ifade eder. Örneğin milyonlarca insanın hesaplarını barındıran bir bankanın bu hesaplarla ilgili verileri nasıl bir hassaslıkta ve veri kaybetmeden gerekli yere transfer etmesi gerektiği düşünülünce, hattaki sürekliliğin önemi daha iyi anlaşılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder